Rüya Ateşi - Karen Marie Moning

 

Ateş serisinin bendeki son kitabını da okudum. Elimden geldiğince erteledim bitmesin diye. En azından alacak bir kitap daha var ama sonra ben de bekleyenler arasında olacağım. Dördüncü kitaptan itibaren serinin yayınevi Artemis. Daha önce kitabın çevirisiyle ilgili olumsuz yorumlar okudum diye mi bilmiyorum, kitabı okumaya başladığımda sanki okuduğumu anlamadım bir süre ve hep tekrar okudum cümleleri. Ah bir de Barrons’un Kitapları ve Baloncukları. Süs eşyaları olmuş baloncuk. Neden? Nereden çıktı bu boloncuklar? Ama neyse ki Rüya Ateşi’nde Barrons, diğer kitaplara göre biraz daha fazla çıktı ortaya. Vlane falan tutmuyor yerini.

Serinin okuduğum her kitabının sonunda hep ‘nasıl bir yerde bitti, çok merak ediyorum’ diyorum. Ama gerçekten öyle. Hatta bu durum her kitapta katlanarak devam ediyor. Nolur o, tahmin ettiğim kişi olmasın L Bu serinin bağımlısı mı oldum ne J

Orjinal kapağı ile yayınlansaydı çok daha güzel olurdu bence.

 

 

 

Read More »

İntikam Ateşi-Karen Marie Moning

Nasıl bir yerde bitti kitap, nasıl heyecanlı… Dördüncü kitabı bitirdiğimde de aynı ruh hali içinde olacağım büyük ihtimalle. Ya kitabın devamının çıkmasını beklemek, işte o anı elimden geldiğince uzatmaya çalışıyorum çünkü elimdeki kitabı istediğim zaman okuyabileceğimi biliyorum.

İlk kitapta da ikincide de serinin konusuyla ilgili bir şey yazamadım. Çünkü ne yazsam kitabın tamamını anlatacakmışım gibi hissediyorum. Bir cümle bile kitabın bütünüyle ilgili bilgi verecek gibi… Önceden arka kapak yazılarını okuyordum ama bir süredir okumuyorum. Bloglarda da konuyu çok fazla okumamaya çalışıyorum. Daha çok okuyanın tavsiyesine, beğenisine bakıyorum. O yüzden ben de bu seriyi ısrarla tavsiye ediyorum.

Read More »

Son Kamelya - Sarah Jio

 

Kitabı henüz bitirdim ve daha etkisindeyken yorumlamak istedim. Böğürtlen Kışı’ndan sonra biraz ara vereyim başka kitaplar okuyayım derken dayanamadım okudum Son Kamelya’yı da. Eğer Sarah Jio’nun kitapları bu kadar konuşuluyorsa boşuna değil diyorum. Elimden bırakamadığım bir kitap yazmış yazar yine. Artık yeni kitabını bekleyeceğiz merakla J

Sarah Jio’nun kitaplarını beğenenlerinin yanı sıra beğenmeyenler de var. Son Kamelya’yı da beğenmeyenler olduğu için açıkçası okurken ‘acaba’ dedim ama ben yine beğenenler tarafındayım. Yazarın her kitabında belirli bir tarzı var ancak birbirinden farklı konuları ve kurgusuyla bu akıcı kitabı merakla okudum.

Yazar. 1940’lı ve 2000’li yıllarda geçen iki hikâyeyi anlatıyor. 1940’lı yılların hikâyesinde Flora, Livingston Köşkü'nde dadı olarak çalışmaya başlar. Amerika’dan İngiltere’ye Livingston Köşkü'ne asıl geliş nedeni Middlebury Pembesi olarak bilinen Kamelya’dır.

2000’li yılların ana karakteri olan Addison ise kocasından gizlediği geçmişinden kaçarken, kendini kocasının ailesinin satın aldığı Livingston Malikanesi’ndeki sırların içinde bulur.

Siz de eğer Sarah Jio’nun diğer kitaplarını sevdiyseniz Son Kamelya’yı da mutlaka okuyun diyorum.

Read More »

Böğürtlen Kışı - Sarah Jio

 

Çok güzeldi… Tekrar hayran kaldım Sarah Jio’nun kalemine. Bu kadar mı sürükleyici olur, bu kadar mı şaşırtır bir kitap okuyucuyu. Kitaplar seri değil ama ben çıkış sırasına göre okudum. İyi ki öyle okumuşum çünkü bu kitapta yazar ilk kitabı olan Mart Menekşeleri’ndeki karakterlerle de bağlantı kurmuş. Bu ayrıntı da sürpriz oldu benim için.

Şimdi sırada Son Kamelya var. Karar veremiyorum, sıradaki kitabı mı yoksa başka bir kitap mı okumalıyım diye. Hem yazarın kitapları bitsin istemiyorum hem de çok merak ediyorum.

Seksen yıl önce yaşananları Mayıs ayında yağan kar mı tekrar gündeme getirecek. İşte mayıs ayındaki tipiyle birlikte başladı her şey. Bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge seksen yıl sonra aynı günde yağan karla, böğürtlen kışıyla ilgi bir makale yazacaktır. Önce ne yazacağını bilemeyen Claire Aldridge’e, 1933 yılında Vera Ray’ın oğlu Daniel’ın ortadan kaybolması mı ışık tutacak? Bu kitabı da yine ısrarla tavsiye ediyorum J

Read More »

Yağmur Sonrası - Sarah Jio

Yağmur Sonrası kitabı adına uygun olarak bu yağmurlu günlere uyum sağladı. Mart Menekşeleri’nin etkisi altında başladım kitaba ama daha ilk sayfalarından itibaren bu kitap da içine çekti beni. Yine okuyucuyu sıkmayan, sürükleyici bir Sarah Jio kurgusu.

Yazar bu kitabında da yine 1940’lı yıllara gidiyor. Ana karakter Anne, II. Dünya Savaşı'ında arkadaşı Kitty ile beraber gönüllü hemşire olarak Bora Bora Adası’na giderler. Kısa süreliğine gittikleri adada yaşananlar, bu iki arkadaşın hayatlarını nasıl etkileyecek. Bora Bora’da olanları merak ediyorsanız ve Yağmur Sonrası’nı okumadıysanız hiç durmayın, hemen okumaya başlayın diyorum. Bu kitabı da ısrarla tavsiye ediyorum.

Read More »